17 Şubat 2016 Çarşamba

NEW

Smithsonian Enstitüsü tarafından yürütülen yeni bir proje kapsamında, Apollo 11 görevinde kullanılan uzay kapsülünden ilginç fotoğraflar ortaya çıkarıldı. Neil Armstrong, Buzz Aldrin ve Michael Collins üçlüsünün Ay'a yolculukları sırasında kapsülün duvarlarına yazdıkları notları görebildiğimiz fotoğraflar, uzayda yaşamın ilginç yönlerine ışık tutuyor.

Araştırmacıların ne zaman ve niçin yazıldıklarını öğrenmek için incelemeye devam ettikleri notlarda; mürettebatın görev boyunca duvara yazdıkları bir takvim, vücut atıklarının olduğu kısmı gösteren "Pis Kokulu Atık" isimli bir not ve çeşitli matematiksel işlemler gibi ilginç manzaralara şahit olabiliyorsunuz.



Yukarıdaki fotoğrafta görülebilen matematiksel işlemlerin, Michael Collins tarafından yazıldığı düşünülüyor. Armstrong ve Aldrin Ay'ın yüzeyinde yıllarca unutulmayacak bir ilki gerçekleştirirken; onları yörüngede, kapsülün içinde beklemek zorunda kalan Collins, arkadaşlarının yerlerini tespit etmek için bilgileri bir araya getirmeye çalışıyor.


Kumanda kapsülü Columbia hakkında hala bir şeyler öğrenebilmemizin oldukça heyecan verici olduğundan bahseden Smithsonian görevlisi Alan Needell,"Üzerinden yaklaşık 50 yıl geçmiş olsa da, Columbia'nın sırları üzerinde çalışmaya devam edeceğiz. Columbia yalnızca bir makine parçası değil, aynı zamanda yaşayan bir sanat eseri" ifadelerini sözlerine ekledi.

Uzayda yaşam: Apollo 11'den daha önce hiç görmediğiniz fotoğraflar

DEVAMI

25 Ocak 2016 Pazartesi



Hubble Uzay Teleskobu, geçtiğimiz günlerde, Samanyolu'nun elmas vari parlayan yıldızlarına ait muhteşem bir fotoğraf gönderdi.

Fotoğraf; Trumpler 14 isimli, 8 bin ışık yılı uzaklıktaki Carina Nebula'sında yer alan bir yıldız kümesine ait. Yalnızca 500 bin yıl yaşında olan yıldız kümesi, oldukça genç olması sebebiyle Samanyolu'nun en büyük ve en parlak yıldızlarına ev sahipliği yapıyor.

En parlak ışıklar ise, HD 93129Aa isimli dev bir yıldızdan geliyor. Avrupa Uzay Ajansı yetkililerinin yaptığı açıklamaya göre HD 93129Aa, Güneş'ten tam 80 kat daha büyük ve 2.5 milyon kat daha parlak. Dev yıldızın yüzey sıcaklığı ise yaklaşık 50.000 derece, yani Güneş'ten 10 kat daha sıcak bir yüzeye sahip.

Fotoğraftaki mavi-beyaz yıldızlar, hidrojen yakıtlarını çok hızlı bir şekilde tüketiyorlar ve yalnızca birkaç milyon yıl içerisinde bir süpernova olarak patlayacaklar. Patlayan bu yıldızlar aynı zamanda yeni ve genç yıldızların oluşmasına da ortam hazırlayacaklar.

1990 yılında yörüngeye yerleştirilen Hubble Uzay Teleskobu, bazı aksaklıklar sebebiyle ancak 1993'de görevine başlayabilmişti. O günlerden bu yana bizleri büyülemeye devam eden dev teleskobun varisi James Webb ise 2018 yılında fırlatılacak.

Hubble, Samanyolu'nun en parlak yıldızları'nı görüntüledi

DEVAMI

23 Ocak 2016 Cumartesi



Geçtiğimiz günlerde haberini yaptığımız, Blue Origin'in New Shepard roketini tekrar fırlatma girişimi başarıyla sonuçlandı.

Blue Origin'in Kasım ayında yörünge-altı bölgeye gönderip sonrasında başarıyla karaya iniş yaptırdığı New Shepard roketi, 22 Ocak Cuma günü tekrar fırlatıldı ve şirket bu girişimi de başarıyla sonuçlandırdı. Böylece New Shepard, ikinci kez 100 km sınırını aştıktan sonra Yeryüzüne iniş yaparak yeni bir rekora da imza atmış oldu.

Fırlatma, önceki haberimizde de belirttiğimiz gibi oldukça sessiz bir şekilde gerçekleştirildi. Eğer Federal Havacılık Kurumu'nun yayımladığı uçuş yasakları da olmasaydı, Blue Origin'in böylesine bir girişime hazırlandığından haberimiz bile olmayacaktı. Zira şirket SpaceX'in aksine çalışmalarını oldukça gizli yürütüyor.

Neyse ki roket başarıyla iniş yaptı ve Blue Origin de resmi YouTube kanalı üzerinden bir video yayımladı. Şirketin "Fırlat, İniş yap, Tekrar Et." ismini verdiği video; roketin kalkış anıyla başlıyor, mürettebat kapsülünün ayrılışı ve iniş yapmasıyla devam ediyor, son olarak roketin de iniş yapmasıyla sonlanıyor.

Ayrıca Jeff Bezos, resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada; bu sene hem BE-4 motorunun testlerine başlayacaklarını hem de New Shepard roketini tekrar tekrar fırlatmaya devam edeceklerini belirtti. Jeff Bezos'un açıklamalarının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.



Fırlat. İniş yap. Tekrar et: Blue Origin, New Shepard'ı indirmeyi tekrar başardı (Video)

DEVAMI

22 Ocak 2016 Cuma



SpaceX'in son zamanlardaki başarısı gündemi oldukça meşgul etti. Ancak unutmamak gerekir ki Amazon.com'un kurucusu Jeff Bezos'un şirketi Blue Origin de, SpaceX'in Aralık ayındaki başarısının bir benzerine Kasım ayında imza atmayı başarmıştı.

Bir benzeri dememizin sebebi, her ne kadar iki roket de(Falcon 9 ve New Shephard) tekrar kullanılabilir sınıfına giriyor olsa da; yapılış amaçları ve dizaynları oldukça farklı. SpaceX'in Falcon 9'u yörünge ve yörünge dışına uydu veya uzay aracı gibi yükler taşımak amacıyla dizayn edilirken; Blue Origin'in New Shepard'ı yörünge-altı denilen bölgeye yalnızca 4 dakikalık bir uçuş yapmak amacıyla üretiliyor. Yani teknik olarak New Shepard Dünya'dan tam olarak bağımsız olamıyor ve zamanla Dünya'nın yer çekimine geri dönmek zorunda kalıyor.



Blue Origin ve SpaceX'in başarıları kendi içerisinde böyle farklılıklara sahip. Ancak bunları bir tarafa bırakacak olursak; SpaceNews'in haberine göre Blue Origin, bu hafta sonu için yeni bir roket fırlatma girişimine hazırlanıyor.

SpaceNews'in kaynağı, Federal Havacılık Kurulu'nun (FAA) önlem amacıyla 21 Ocak'ta yayımladığı havacılık kısıtlamalarına dayanıyor. Bildirilen bu kısıtlamalar 22 Ocak Cuma ve 23 Ocak Cumartesi tarihlerinin TSİ 15.00-21.00 arasını kapsıyor. NASA ve SpaceX'in aksine daha halka kapalı şekilde çalışan Blue Origin ise henüz böylesine bir girişimi onaylamış değil.

Gelecekte yörünge-altı dediğimiz bölgeye turistik seyahatler yapmayı amaçlayan Blue Origin, test uçusuna ait herhangi bir yayın gerçekleştirmeyecek.

Blue Origin, bu hafta sonunda yeni bir "tekrar kullanılabilir" roket fırlatabilir

DEVAMI

21 Ocak 2016 Perşembe



Danimarka, 2015 yılında ürettiği enerjinin %42'sini rüzgar türbinlerinden sağlayarak yeni bir dünya rekoruna imza attı. 2014'e oranla %3'lük artış sağlayan İskandinav ülkesi, aynı zamanda bir önceki rekorun da sahibiydi.

Yapılan resmi açıklamaya göre; ülkenin batısından bazı bölgeler, yılın 60 günü için, tüketebileceklerinden daha fazla enerji ürettiler. Hatta Danimarka, Temmuz ayının rüzgarlı bir gününde, ülke ihtiyacının %140 oranında enerji üretmeyi başardı.

Tüm bunları daha da ilginç kılan ise, İskandinav ülkesinin bütün bu başarıyı en önemli iki türbin bölgesi işlev görmezken gerçekleştirmesi oldu.


2020'ye kadar oranı %50'ye çıkarmayı planlayan Danimarka'nın bu başarısındaki en büyük etken ise geride bıraktığımız yılın çok rüzgarlı geçmesiydi. Yine de 2008 yılından bu yana sürekli artış sağladıkları düşünüldüğünde, Danimarka'nın doğru yolda olduğu görülebiliyor.

The Guardian'a konuşan Danimarka Enerji Bakanı Lars Christian Lilleholt, Danimarka'nın yakaladığı bu başarının diğer ülkelere de ilham vereceğini düşünüyor. Lilleholt eğer diğer iki türbin bölgesi de etkin olsaydı bu seneki yüzdenin 43,5'u bulacağını da sözlerine ekledi.

Danimarka, rüzgar enerjisinde yeni bir dünya rekoruna imza attı

DEVAMI

20 Ocak 2016 Çarşamba


Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nde (CalTech) görev yapan profesörler Mike Brown ve Konstantin Batygin, geçtiğimiz hafta The Astronomical Journal'da yayımladıkları makaleyle birlikte Güneş Sisteminin 9.Gezegenine ait kanıtlara ulaştıklarını öne sürdüler.

Plüton'u gezegen statüsünden düşürmeleriyle bilim dünyasında adlarından çokça söz ettiren ikili, Cüce Gezegen'den boş alan yere bir başka gezegeni getirmeye oldukça kararlı gözüküyor.

"Güneş Sisteminin uzak taraflarında dev bir gezegenin bulunduğuna dair kanıtlara ulaştık" yaptıkları araştırmadan bu şekilde bahseden Mike Brown sözlerine şöyle devam etti:"'Dev bir gezegen' sözüyle Neptün boyutlarını kastediyoruz, Güneş Sisteminin uzak taraflarından kastımız ise yeni gezegenin Plüton'dan 10 ila 20 kat daha uzak bir yerlerde olduğu."

Araştırma için Kuiper Kuşağı'ndaki 6 cüce gezegenin yörüngelerindeki degisiklikleri inceleyen Mike Brown, 9.Gezegenin yerini gösteren bir de harita yayımladı. Mike Brown yayımladığı bu haritayla birlikte, bu işe ilgi duyan diğer astronomların da gezegeni arama çalışmalarına katılmalarını umuyor.



Eğer CalTech araştırmacılarının yeni teorisi doğruysa; bu, şimdiye dek kimsenin varlığından bile haberdar olmadığı bir gezegenin çok uzak bir yerde Güneş'in etrafında dönüyor olduğu anlamına geliyor. Hatta gezegen o kadar uzak ki, Güneş'in etrafında bir tam tur atması ortalama 15.000 yıl alıyor. Karşılaştırma yapmak gerekirse Neptün'ün bir tam turu 164, Plüton'un ise 248 yıl alıyordu.

9.Gezegenin varlığına dair yürütülen tüm bu tahminlerin yalnızca Kuiper Kuşağı'ndaki 6 cismin hareketlerine bakılarak yapılıyor olması bir soru işareti olabilir. Ancak Neptün de 1846'da ilk kez keşfedildiğinde benzer bir yol kullanılmıştı. Bakalım tarih yine tekerrür edecek mi.

Güneş Sisteminin 9.Gezegeni bulundu mu?

DEVAMI



Otomatik hareket eden dronelar için engeller büyük problemler haline gelebiliyorlar. Açık alanda herhangi bir sorunla karşılaşmıyorlar ancak yine de; eğer droneları gelecek planlarımızda önemli yerlere koymak istiyorsak onları daha akıllı hale getirmeliyiz.

Bu probleme bir çözüm arayan MIT'nin Bilgisayar Bilimleri ve Yapay Zeka Laboratuvar'ı (CSAIL), quadcopterler ve kanatlı uçaklar üzerinde çalışabilen yeni bir algoritma geliştirdi.


Geliştiriciler bu çalışma için yine CSAIL'in ATLAS robotu için yazdığı algoritmayı temel aldılar. Geliştirici platformu Github üzerinden de ulaşılabilen algoritma kısaca; droneun önündeki boş alanları belirliyor ve gitmesi gereken yolu çiziyor.

 MIT CSAIL



"Çevredeki engellere göre yol hazırlamaktansa; tersine, yani droneun hareket edebileceği serbest alanlara göre bir yol çizmek çok daha yönetilebilir. Boş alanları kullanmak 'bardağın yarısı dolu' yaklaşımına benziyor ve bu yaklaşım küçük, karışık bölgelerde hareket etmek zorunda olan dronelar için oldukça kullanışlı."

Quadcopterler için çalışan bu sistem kanatlı dronelar içinse pek uygun değil. Yine CSAIL geliştiricilerinden doktora öğrencisi Anirudha Majumdar, kanatlı dronelarda çalışabilecek farklı bir çözüm öneriyor. Buna göre, önce tüm senaryolar programlanıyor, drone tüm bu senaryoların arasından en uygun olanlarını seçiyor ve kendisine bir yol çiziyor.

MIT'nin engel tanımayan drone'u

DEVAMI

19 Ocak 2016 Salı



NASA'nın geçtiğimiz hafta açıkladığı 2026'ya kadar işbirliği yapılacak roket firmaları arasında; SpaceX ve Orbital ATK ile birlikte sahipleri Türk olan  Sierra Nevada Corporation da vardı. Eren Özmen'in başkanlık, eşi Fatih Özmen'in ise CEO görevlerini üstlendiği Sierra Nevada; rakiplerinde olmayan türden bir uzay aracına sahip.

Dream Chaser ismi verilen bu kanatlı uzay aracının özelliği ise; uzaya yapılan bir seyahatin ardından Dünya'ya dönüşte karaya iniş yapabilmesi. Bu özelliği ile rakiplerinden ayrılan "Hayal Avcısı"; yalnızca 9.1 metre uzunluk ve 7 metre genişliğe sahip. Üstelik, henüz test edilmemiş olsa da, 210 gün boyunca uzayda kalabiliyor

Dream Chaser'ı NASA için çok önemli kılan özelliği daha önce de belirttiğimiz gibi  Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan (ISS) Dünya'ya gönderilen bir kargoyu doğrudan karaya indirebilmesi. Bu özelliğiyle bilim adamlarına, gönderilen datayı çok kısa süre içerisinde inceleme imkanı sunan Hayal Avcısı; 3 ila 6 saat içerisinde uzaydan dünyaya iniş yapabiliyor ve tasidigi datayi hizmete sunabiliyor.

SpaceX'in Dragon isimli uzay aracı da Yeryüzüne kargo taşıyabiliyor ancak karaya iniş yapamıyordu. Dragon karaya inmek yerine henüz havadayken paraşüt açıyor ve okyanusa inmek zorunda kalıyordu.

SNC son olarak 2013'de Dream Chaser'ın bir denemesini yapmış; uçuş her ne kadar sorunsuz olsa da iniş anında bazı problemler ortaya çıkmıştı. Sol iniş donanımı alana yerleşirken sorun yaşamış ve sonuç olarak araç devrilmişti. Hayal Avcısı ilginç bir şekilde bu kazadan çok küçük hasarlar alarak kurtulmuştu.

SNC'nin yönetim başkan yardımcısı  Mark N. Sirangelo geçtiğimiz ekim ayında 2016'nın erken dönemleri için ikinci bir test uçusuna hazırlandıklarını açıkladı.

SpaceX'in uzay araçlarına Türk rakip: Dream Chaser

DEVAMI

Copyright © 2014 Bir Bilim Yılı | Designed With By Blogger Templates
Scroll To Top